Hikâye anlatıcılığının dijital hali: Newsletter
E-postanın tarihinin internetten daha eski olduğunu biliyor muydunuz? İçinde bulunduğumuz hızlı dönüşüm çağında çoğu teknolojinin yerini daha küçük, daha güçlü ya da daha akıllı çözümlere bıraktığını gördük. Bu teknolojiler arasında olan e-posta ise 44 yıla varan tarihini geçerliliğini neredeyse hiç kaybetmeden geçirdi. Üstelik hala popülerliğini koruyor ve artırıyor. Statista’nın verilerine göre 2017’de 269 milyar olan bir günde dünya çapında gönderilen ve alınan e-posta sayısının 2025’te 376,4 milyara çıkması bekleniyor. Peki, ilk e-posta ne zaman ve ne için atılmıştı?
E-posta ilk defa MIT’de bilgisayar programcısı olan Ray Tomlinson tarafından 1971 yılında gönderilmiş. E-posta fikrini bugünün internetinin temelini oluşturan “ARPANET” için çalışırken bulan Tomlinson, ilk mailinde ne yazdığını tam olarak hatırlayamasa da mailin “Test 123” ya da harf tuşlarının en üst sırası olan “QWERTYUIOP” olabileceğini söylemiş. Çok uzun bir zaman geçmeden, 1972 yılında ise Larry Roberts bir e-posta yönetim veritabanı oluşturmuş. Böylece mesajları seçmemize, listelememize, iletmemize ve yanıtlamamıza izin veren sistemin ilk örneği ortaya çıkmış.
1971’den bu yana e-posta, iş hayatının vazgeçilmez bir parçası haline geldi. E-postaların en çok kullanıldığı alanların başında ise pazarlama geliyor. E-postadan önce pazarlamacılar el ilanları, kataloglar veya promosyon mektupları şeklindeki reklamlarını dağıtmak için geleneksel postayı kullanıyorlardı. İlk e-posta pazarlamasının tarihi, 1978’e kadar uzanıyor. Digital Equipment Corp. için yapılan ilk toplu e-posta kampanyasının yaklaşık 400 alıcıya ulaştığı ve 13 milyon dolarlık bir satış sağladığı biliniyor. Bugün ise e-postalar sadece bir ürün ya da hizmeti satmak, diğer bir deyişle geleneksel anlamda pazarlama yapmak için değil, ilgili ve değerli bilgileri müşteri ağları, potansiyel müşteriler ya da müşteri olmayan tüm abonelerle paylaşmak için kullanılıyor. “Newsletter” ya da Türkçesiyle “haber bülteni” hatta “haber mektubu” diyebileceğimiz bu seçilmiş içerikler, aslında markaların bir kişilik kazanmasını sağlayan hikaye anlatıcılığının başka bir formu.
Newsletter’lar neden popüler oldu?
Birkaç yıl geriye gidebilsek newsletter’ların modası geçmiş bir pazarlama yöntemi olarak görüldüğüne şahit olurduk, ama bugünkü piyasa verileri bu dijital hikâye anlatıcılığı formunun popülerliğinin yeniden arttığını gösteriyor. Şirketler newsletter’ların sandıklarından çok daha etkili olduğunu keşfedeli beri bu haber bültenlerine yatırım yapmaya başladı ve piyasanın sadece yenilik için ölü bir trende yatırım yapmayacağı ortada. Peki, ne oldu da newsletter kültürü yeniden canlandı? Youth Incorporated yazarı Rosana Beechum’a göre bu popülerliğin ardında üç önemli dönüşüm yatıyor:
- E-postaları açmak daha kolay hale geldi: İster kişisel ister profesyonel olsun “convenience” yani “kolaylık” ya da “elverişlilik” insan yaşamının hemen hemen her alanında en belirleyici faktörlerden biri. Bugün, İngiltere’nin yüzde 70,8’i, ABD’nin yüzde 71,5’i ve Kanada’nın ise yüzde 71,8’i akıllı telefona sahip. Türkiye’de ise 51,4 milyon akıllı telefon kullanıcısı var ve bu rakamın 2025’te 55,9 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor. Kısacası akıllı telefonların e-postaları açma ve okumada sağladığı kolaylık, e-posta pazarlamasının yeniden popüler hale gelmesinde de büyük bir rol oynadı.
- Dinamik e-posta tasarımları ortaya çıktı: Akıllı telefonlarımızdan birbirine karışmış ve anlaşılmayan resim ve metinlerle dolu e-postaları okumaya çalıştığımız zamanlar çok uzakta değil. E-posta pazarlamacıları, e-postaların tasarım açısından dinamik olması gerektiğini fark etmemiş olsaydı, akıllı telefonların sunduğu rahatlık çok da bir işe yaramayacaktı. Bugün, modern bir newsletter tasarım açısından dinamik, yani görüntülendiği cihazın oranlarından bağımsız olarak okurun ekranına en iyi uyacak ve otomatik olarak sığacak şekilde tasarlanıyor. Newsletter’ların tüm platformlarda daha okunaklı hale gelmesine ek olarak çekici tasarımlarla desteklenmesi de popülerliğini artırdı. Nasıl bir randevuyu beklerken masada bulunan ve tasarımıyla bizi çeken dergi sayfalarını karıştırıyorsak dijital platformlarda da ilgimizi çeken newsletter’ların içinde kaybolabiliyoruz.
- Daha özel ve ilginç içerikler sunulmaya başlandı: Pazarlama günümüzde büyük ölçüde müşterilere değer sağlama mantığına dayanıyor ve bu değer ürünlerle ilgili bir indirim kodu olabileceği gibi müşteriye özel bilgi sunmak da olabilir. Buradaki genel yaklaşım newsletter’larda kullanıcının sadece tıklaması için değil, aynı zamanda okuması için de içerik sağlamaya doğru yöneldikçe newsletter’lar da daha değerli hale geldi. Bu değerde bir newsletter yaratmanın yolu ise iyi yazılmış içerikten, müşteriye değer sunmaktan ve tabii ki spam gibi görünmeyen bir tasarımla desteklemekten geçiyor.
Sırada ne var?
Trendlerin bir görünüp bir kaybolduğu günümüz dünyasında newsletter’ların modasının ne kadar süre geçerli olacağı sorusu da akla gelmiyor değil. Buraya kadar newsletter’ların yalnızca pazarlama alanında neden popülerleştiğine baksak da newsletter’lar gazeteciler başta olmak üzere anlatacak bir şeyi olan herkes tarafından yoğun bir şekilde kullanılıyor. Domus’tan Andrea Danlele Slgnorelli’nin de dediği gibi, Instagram ve Twitter takipçilerini bir kenara bırakırsak newsletter’ların dönüşü, bilgi dünyasında post-sosyal medya çağı olarak adlandırılan dönemin en bariz örneklerinden biri oldu. Bu yeni dönemin nasıl yapılanacağı, kazananların ve kaybedenlerin kim olacağı henüz çok belli değil. Ortaya aşırı elitist bir bilgi ortamı da çıkabilir ama kesin olan bir şey var ki podcastler’le birlikte newsletter’lar bu yeni medya çağının kahramanları arasında yer alacak.
Yazar: Gizem Seher